23 Temmuz 2016 Cumartesi

Kimsin Sen Cocuk?

Birgun gunun yorgunlugu uzeriniz de, evinize gelmissiniz. Tum gun yasadiklariniz, hayatin size yukledileri ve yuklemeye calistiklarindan kacar bir sekilde kendi ozgurlugunuze uzanmissiniz. Aslin da biraz da acsiniz ama daha cok yorgun.

Sonra gozleriniz kapaniyor, daliyorsunuz yokluga ve hissediyorsunuz varligi. Birden hersey degisiyor, bosluktasiniz, suzuluyorsunuz, ucuyorsunuz! Ucmak nedir, nasil bir duygudur? Kanatlariniz sizi tasiyor, ruzgari hissediyorsunuz, vucudunuz ile sevisen, sizi oksayan mukemmel bir dokunus gibi. Sonra asagi bakiyorsunuz, insanlari goruyorsunuz :( ne aci diyorsunuz...


Lütfen Okumaya Buradan Başlayın
Daha Anlaşılır Olması İçin, Sırayla Devam Edin.

Bir cocuk goruyorsunuz, size bakiyor gulumsuyor diger herkes bir telas icinde kosuyor. Kimisi isine gidiyor, kimisi evine ve kimisi zaten sokak da yasiyor. Daha dun onlardan birisiydiniz ya da, hala oylesiniz ve bu bir ruya! Olamaz, olmamali diyorsunuz, hangisi gercek ya da, hangisi gercek olsun istersiniz?
Sonra sizi tek fark eden cocuga yaklasiyorsunuz ve derken size sapan ile nisan aldigini goruyorsunuz. O an kirliyor hersey, inanc kiriliyor, sevgi kiriliyor, guven, dostluk, hayaller, umutlar ve cocukluk.

Oysa cocukluk ne masumdur! Herseyden habersiz herseyin icinde... Yargisiz, hesapsiz bir bakis dunyaya, nefretinde dahi ofke, ofkesinde dahi, siddet, siddetinde dahi vicdan olan bir cocuk. Cocuk, henuz 7 yaslarinda, hayatinin en zengin temizligine sahip ve her gun o temizligi kirletecek, kaybedecek ve belki tamamen yok edecek bir cocuk. Ama cocuk, henuz cocuk ve sadece cocuk.

Ne olurdu o tasi almasaydi, atmasaydi ve yaralamasaydi? Belki daha yakin olurdum, belki dost olurdum, belki ve hatta konusurdum onunla. Ben bir dost kaybettim, konusacagim paylascagim bir insani kaybettim, bana attigi tasla. Ama peki o ne zaman anlayacak ne kaybettigini?

Anliyorum! Simdi anliyorum ne kaybettigimi. Iste o COCUGUM BEN!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder